Ankara’nın askeri yardım yapma ve eğitim verme kararını uygulamaya geçirmesi sonrası İsrail’in yeni Suriye ordusuna yönelik hava saldırılarını arttırması dikkat çekti. İsrail savaş uçakları Suriye’nin sahil kenti Lazkiye ve orta kısmındaki Humus kentindeki askeri üsleri hedef aldı. Saldırılarda yeni faaliyete geçirilen yeni hava savunma sistemleri vuruldu. İsrail’in saldırılarını kınayan Şam yönetimi, bir yandan Türkiye ile askeri iş birliğini arttırırken diğer yandan Kürtlerle anlaşmanın zeminini oluşturmaya çalışıyor. Kuzeydoğu Suriye yönetimi ile görüşmelerden istediği sonucu alamayan geçici Cumhurbaşkanı Ahmet el Şara, bölgesel yönetime muhalif Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile diyalog arayışına girdi. Bu kapsamda ENKS yönetimi görüşmek için Şam’a davet edildi. Şam ile imzalanan yeni güvenlik anlaşması çerçevesinde ise Türkiye’nin, Suriyeli askeri birliklere eğitim programı başlattığı bildirildi. TSK’nın bazı birliklerinin Halep’in kuzey kırsalından çekildiği ileri sürüldü.
Türkiye’nin yeni Suriye ordusunu modernize etmek ve eğitmek amacıyla ülkenin bazı kesimlerinde başlattığı askeri faaliyetlerin İsrail ordusu tarafından engellendiği iddiaları kapsamında birçok askeri tesisin savaş uçakları tarafından vurulması ile başlayan sahadaki gerginlik saldırılara devam edilmesi ile giderek artıyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun Ankara’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Suriye Hava Kuvvetleri ve Hava Savunma Komutanı Orgeneral Asım Raşid el-Havari ile dün yaptığı görüşme sonrası İsrail savaş uçakları, akşam saatlerinde Humus ve Lazkiye’deki askeri tesislere saldırılar başlattı.
Askeri tesisler saldırı altında
Suriye’nin resmi haber ajansı Sana, İsrail savaş uçaklarının Humus çevresini bombaladığını, El Arabiya televizyonu ise saldırının Humus kentinin güneydoğusundaki bir hava savunma tugayını hedef aldığını duyurdu. Saldırılarda Humus kırsalındaki Ewras bölgesindeki Hava Savunma Fakültesi’nin de hedef alındığı bildirildi. Aynı saatlerde Lazkiye bölgesinden de büyük patlama sesleri duyuldu. Lazkiye’ye yönelik hava saldırısında ise Sekubin askeri merkezinin bombalandığı bildirildi. Suriye Geçiş Hükümeti, Lazkiye ve Humus’a yapılan saldırıları kınayarak Güvenlik Konseyi’ni sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.
Suriye İnsan hakları Gözlemevi (SHOR), yılın başından bu yana İsrail’in Suriye’ye 95 saldırı düzenlediğini 135 bölgenin hedef alındığını ve 61 sivil ve askerin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Yine SOHR’un verilerine göre, Aralık 2024’te Esad yönetiminin çökmesinden sonra İsrail’in saldırılarında dikkat çekici artışlar yaşandı. Aralık 2024’ten bu yana İsrail’n Suriye’ye yaklaşık 210 kez topçu ateşi açtığı ve 500’den fazla hava saldırısı düzenlediği kaydedildi.
Türkiye eğitim programı başlattı
İsrail’in saldırıları devam ederken Ankara’nın, Şam ile imzalanan yeni güvenlik anlaşması çerçevesinde Suriyeli askeri birliklere eğitim programı başlattığı ileri sürüldü. Middle East Eye’ın haberine göre; Ağustos ayında imzalanan anlaşma kapsamında çoğunluğu asker olan yaklaşık 300 Suriyeli, Türkiye’nin orta ve doğusundaki iki askeri üste eğitim görüyor. Eğitim alanlar arasında bazı polis memurlarının da bulunduğu bildirildi. Habere göre Ankara, kısa vadede 5 bin Suriyeli asker ve polisi eğitmeyi planlıyor. Bu sayının orta ve uzun vadede en az 20 bine çıkarılması hedefleniyor.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından geçtiğimiz ay yapılan açıklamada, anlaşmanın Şam’a askeri eğitim, danışmanlık ve ekipman desteği sağlanacağı belirtilmişti. Anlaşma, Suriye ordusunun yeniden yapılandırılmasına ve iç-dış tehditlere karşı modern bir askeri kapasite oluşturulmasına yönelik ilk adım olarak değerlendiriliyor. Ankara ile Şam’ın ayrıca Türk askerlerinin Suriye’de en az üç büyük üsse konuşlanmasını içeren daha kapsamlı bir savunma anlaşmasını da müzakere ettiği bildiriliyor. Ancak imzalanan mevcut eğitim ve danışmanlık anlaşması, bu tür bir konuşlandırmaya dair çerçeve sunmuyor.
Middle East Eye, Türkiye ile İsrail arasında olası bir çatışmaya dair kaygıların, çatışmasızlık mekanizması kurulmuş olmasına rağmen devam ettiğini de dikkat çekti.
TSK’nın bazı bölgelerden çekildiği ileri sürüldü
Suriye TV’nin haberine göre ise IŞİD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) çıkarıldığı bölgelerin güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye’de görev yapan TSK’ya bağlı bir görev gücü, yaklaşık sekiz yıl görev yaptıktan sonra Halep’in kuzey kırsalından çekildi. İkinci kaynağa dayandırılan haberin devamında ise İçişleri Bakanlığı’na bağlı jandarma birliklerinin ise üslerini boşaltmaya başladığı, ekipman ve malzemelerin Hatay, Gaziantep ve Kilis illerine nakledildiği bildirildi. Türkiye sınır hattında yer alan Suriye’nin Azez ve Cerablus gibi sınır kasabalarındaki askeri tesisler de boşaltılarak yeni Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine devredilirken, geçici olarak çekilen personel ve teçhizat Türkiye toprakları içinde yeniden konuşlandırıldı.
Ankara-Şam arasında askeri anlaşmalar
Türkiye ile Suriye arasında 13 Ağustos’ta Ankara’da iki savunma bakanı arasında yapılan görüşmeler kapsamında askeri işbirliği anlaşmaları imzalanmıştı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriye heyetinin Ankara’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Suriye Savunma Bakanı Muharref Ebu Kasra, Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve Genel İstihbarat Müdürü Hüseyin es-Selam‘ı kabul etmişti. Görüşmelerin ardından Güler ve Ebu Kasra, askeri eğitim ve danışmanlık alanlarında işbirliğine ilişkin ortak mutabakat zaptı imzalamıştı. Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), anlaşmanın Suriye ordusunun kabiliyetlerini artırmayı, kurum ve yapısını geliştirmeyi ve kapsamlı güvenlik sektörü reformunu desteklemeyi amaçladığını duyurmuştu. Ajans, anlaşmanın, eğitim kurslarına katılmak üzere askeri personel değişimini ve terörle mücadele, mayın temizleme, siber savunma, askeri mühendislik ve barışı koruma operasyonları alanlarında uzmanlaşmış programların geliştirilmesini içerdiğini açıklamıştı. Anlaşmada ayrıca, askeri sistem ve yapıların modernizasyonunun desteklenmesi ve liderlik verimliliğinin artırılması amacıyla uzmanlar aracılığıyla teknik yardım sağlanması da öngörülüyor.
SDG’den bağımsız görüşme
Kuzeydoğu bölgesinin Şam’a entegrasyonu konusunda SDG ile yapılan görüşmelerden sonuç alamayan Suriye merkezi yönetimi, yönünü SDG’ye muhalif Kürt oluşumu Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ne (ENKS) çevirdi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi eski Başkanı Mesut Barzani’ye yakın politikaları ile dikkat çeken ENKS’ye görüşme için Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmet el Şara tarafından resmi davet yapıldı.
Suriye TV’ye konuşan ENKS’den bir kaynak, konseyin Suriye hükümetinden, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara ile başkent Şam’da görüşmek üzere resmi davet aldığını bildirdi. Görüşmede, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) katılımı olmadan Kürt hakları, talepleri ve ülkenin geleceğine yönelik konuların ele alınması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Şara ile yapılacak görüşme kapsamında Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ile de görüşme gerçekleştirileceği, bu kapsamda temasların devam ettiği bildirildi. ENKS’nin Şam’a yapılması planlanan ziyaret için hazırlandığı iddia edilirken heyette Başkanlık Divanı’ndan 5 konsey bünyesindeki diğer partilerin sekreter ve üyelerinden toplam 10 kişinin yer alacağı öğrenildi.
“Kürt birliğine asla zarar vermeyecek”
Şam yönetiminin ENKS yönetimi ile görüşmesinin kısa süre önce Kuzeydoğu Suriye’nin Kamışlı kentinde yapılan “Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı”na zarar verip vermeyeceği Kürtler arasında tartışma konusu oldu. Davetin Kamışlı konferansında birleşerek ortak tutum sergileyen Kürtler arasında bölünmeyi amaçladığı iddiaları seslendirilmeye başlandı. Daveti Erbil merkezli Rudaw’a değerlendiren ENKS Sözcüsü Faysal Yusuf, Şam’a gitmeye hazır olduklarını ancak bu adımın “Kürt birliğine asla zarar vermeyecek” bir şekilde olacağını söyledi. Suriye geçiş hükümeti ile başından beri görüşme halinde olduklarını belirten Yusuf, “Eğer davet edilirsek Şam’a gideriz, ancak bu konuda diğer Kürt bileşenleri de mutlaka bilgilendiririz. Çünkü Kürt Birliği Konferansı’nın mimarlarından biriyiz. Suriye Kürt Ulusal Konseyi, 26 Nisan Konferansı’nın ana bileşenlerinden biridir. Konferansın yarısı ENKS’lilerden oluşuyor. Dolayısıyla konferansın kararları ve programı bizim de programımızdır. Kendimizi konferansın ve ortaya çıkan ortak Kürt görüşünün sahibi olarak görüyoruz” dedi.
“Mazlum Abdi ile bir araya geleceğiz”
Yusuf, ENKS’nin tek başına Şam’a gitmesinin Kürtler arasında bir bölünmeye yol açacağı endişesine ilişkin de böyle bir durumdan korkmadıklarını, Kürt halkına güvence verdiklerini belirtti. Mesud Barzani’nin her zaman Kürt birliğini desteklediğine dikkat çeken Yusuf, “Kürt halkına yakın zamanda ortak bir heyet kuracağımızın güvencesini veriyoruz. Sayın Mazlum Abdi ile bir araya geleceğiz, Avrupalılarla görüşeceğiz. Tüm adımlarımız 26 Nisan Konferansı’nın temel ilkeleri doğrultusunda olacaktır” şeklinde konuştu.